Haberin ara başlığı ‘Paşa’nın itirafı’ idi. Haberde, Org. Büyükanıt’ın, SAREM’in düzenlediği ‘PKK’’ konulu sempozyumdaki konuşmasından satır başları vardı.
Bu satır başlarının çok dikkat çekici ve vurucu olanları şunlardı:l 1984 yılından beri yapılan terör mücadelesinde insanlığın yüksek değerlerini, elimizden kaçırdık. Ben o kurumu, bu kurumu suçlamıyorum. Hepimiz, biz de dahil kaçırdık. Onlar bize sonra silah olarak döndü.
Bu değerler dört tane. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük veya özgürlükler ve barış. Şimdi dikkatinizi çekiyorum. Bu kavramlar insanlığın yüksek değer verdiği kavramlar. Bunları şu anda kim kullanıyor? Biz mi kullanıyoruz, terör örgütü mü kullanıyor? İnsan hakları adeta terörist hakları haline dönüştü.
Şimdi kendinizi bir yabancı yerine koyun; birileri var Türkiye’de, durmadan insan haklarından, özgürlükten, bahsediyor. Bir grup da karşı mücadele ediyor, kim bunlar? Güvenlik güçleri, devlet.
Resmen bizi suçluyorlar. Ne oluyor; biz insan haklarını dikkate almayan, demokrasiye inanmamış, özgürlüklere tahammül göstermeyen, barıştan nefret eden bir şey halinde... İşte psikolojik harekat bu.
***
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, dört tane olarak saptadığı insanlığın ‘yüksek değerlerini’ şöyle sıralıyor:
İnsan hakları...
Demokrasi...
Özgürlükler...
Veya özgürlükler ve Barış...
Büyükanıt, bu kavramların TSK’nın elinden çıktığını da büyük bir açık yüreklilikle vurgulayıp medeni cesareti yüksek bir tespit de yapıyor:
‘ Şimdi burada bizim kusurumuz var.’
Ama konuşmasının hemen altında bu değerlerin yoksunluğuyla ilgili eleştirileri de ‘psikolojik harekat’ olarak niteliyor...
***
Terörle mücadelede Büyükanıt’ın ‘ insanlığın yüksek değerleri’ olarak nitelediği ilkeleri görmezden gelen ve ‘ bunları ihlal etmeyin’ diyenleri andıçlayan 28 Şubat Cuntası aklıma geldi...
Bu eleştirileri yapanların terörle hiç bir alakası olmamasına rağmen silahlı kuvvetler tarafından psikolojik harekatın hedefi haline getirildiler...
Bizim devlet karşılaştığı durumlara yeni çözümler üretmez...
Benzer hallerde eskiden ne yapıldıysa aynısını tekrarlar.
Geçmişte terör karşısında bölge insansızlaştırılmış mı?
Tehcir mi yapılmış?
Ormanlar mı yakılmış?
Faili meçhulden mi medet umulmuş?
Bunların tekrarlanmasından beis duyulmaz. Tabii bir de 12 Eylül’ün terörle mücadelede tercih ettiği finansman yolları da, bütün adi suçluları kullanma metotları da, ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Halbuki terörün zeminini genişletmekten başka hiçbir işe yaramayan, ayrıca bir hukuk devletinin asla medet ummayacağı metotlar, terörü bitirdi gibi gösterdi...
Bir hukuk devletinde ‘düşman’ ile ‘suçlu vatandaş’ ayrımına özen göstermezseniz, onarılması çok zor olan bir tarihsel yırtılmaya da yol açarsınız.
Başlangıcından 24 yıl sonra Genelkurmay Başkanı, yüksek insanlık değerlerini dışlayarak terörle mücadele etmenin yanlışlığını itiraf etmekte...
***
Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ‘şimdi burada bizim kusurumuz var’ dediğine göre bundan böyle ‘insan hakları, demokrasi, özgürlük ve barış’ isteyenlere daha farklı bir yaklaşım söz konusu olacak mı?
Genelkurmay, Türkiye’nin yazar çizerlerini ‘benden yana’ ve ‘ bana karşı’ olarak ayırıyor. Akreditasyonlar ortada, tutulan çeteleler de...
Harp Akademilerine kendi resmi düşüncelerinin propagandasını yapan akademisyenleri çağırıyor, kendi gibi düşünmeyenlerden çekiniyor...
Cenazeler de bile pek de zarif sayılmayacak bir üslubu görüyoruz. Genel Kurmay’ın cenazelerine katıldığı yazarlar var, duyarsız kaldığı cenazeler var.
Bir ülkenin tüm halkının vergileriyle yaşam bulan bu kadar önemli bir kurumunun, siyasi bir parti gibi davranma lüksü, inanılmaz bir ayrımcılık yapma özgürlüğü var mıdır?
***
Üstelik...
Şu anda görevde bulunan Orgeneral Büyükanıt dahil ondan önceki tüm askeri yetkililer, TSK yönetiminin hedef aldığı ya da dışladığı düşüncelerin, eleştirilerin, uyarıların haklılığını teslim ediyor.
Ama maalesef zaman geçip, inisiyatif elden çoktan kaçtığında...
Gene de Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın tespitleri ve değerlendirmeleri çok önemli. Ama aynı derecede anlamlı olabilmesi için epeydir resmen de kabul gören bu yanlışlardan acilen vazgeçilmesi gerekiyor...
İnsanlığın yüksek değerleri herkesi olduğu gibi, orduları da güçlendirir çünkü... | |
No comments:
Post a Comment