Nazlı Ilıcak , Sabah , 17.12.2007
Fazıl Say ve Ortaçağ karanlığı
Milli Eğitim Bakanlığı, bir önceki dönemle mukayese edildiğinde daha fazla müzik hocası atandığını açıkladı. Ayrıca müzik ve resim dersleri ilköğretim müfredatından çıkarılmamıştı. Say'ın, eski Kültür Bakanı dediği Erkan Mumcu, zaten AK Partili değil. Mumcu, söz konusu oratoryonun sahnelenmesinin özel bir girişim olduğunu, buna rağmen, provaların devlet sahnesinde yapıldığını, sanatçılarının tamamına yakınının devlet sanatçısı olduğunu ve devletin orkestrasının kullanıldığını açıkladı. Sansürün mahiyeti pek anlaşılamıyor.
Peki bu panik atak durumuna iyi gelecek "güven arttırıcı önlemler" ne olabilir?
Madem kadınlar en çok korkuyor, kadınlara acaba biraz daha önem verilse... Mesela, YÖK Başkanı'nı atarken, bir kadın tercih edilemez miydi? Başbakan veya cumhurbaşkanı, uçağına hiç kadın gazeteci almıyor. İhmalden kaynaklansa dahi, biraz "maço" bir görüntü veriliyor. İmam Hatip okulunun kız talebelerine tahsis edilen otobüse ne demeli? Veyahut, yeni seçilen YÖK Başkanı'nın "dakka bir gol bir", tartışmanın odak noktası haline gelmesine? Maalesef iktidarda da, tedirgin psikolojik duruma özen gösteren bir tavır yok. Say'ın çizmeyi aşan nezaketsiz konuşmasına zemin hazırlayan işte bu özensizlik. "Türkiye Ortaçağ karanlığında" diyor. Böylesine gerçek dışı ve Türkiye'yi aşağılayıcı bir cümleye rağmen, hâlâ taraftar toplayabiliyor.
No comments:
Post a Comment